Buğum buğum olmuş bir zamanın dakikalarını parmaklarımla sayıyorum. Her dakikada tükenişlerim kalbimden tüm hücrelerime pompalanıyor. Sokakta yürüyen herhangi bir adamım ben. Nefes alıp veren herhangi bir canlı. Peki neden aksi yönde yürüyorum dalgalara doğru? Neden beni yutacak olan şeylere izin veriyorum. Neden ellerimdeki kan hiç silinmiyor? Neden altına pisleyen bir çocuğun pişmanlığına gizleniyor bu hırçın gülümseyişler? Biliyorum. Kendimi eritiyorum. Kendimi olmaz sınırlara atıyor, olabilitesi yüksek kıvamlarda tekrar tekrar yoğuruyorum. Ben imkansızı istemiyorum. Ben kendimi istiyorum. Yoğurdukça içimden çıkan cam parçaları ellerimi doğramaktan nasıl usanmadıysa, ben de bu lanet rüzgârın uğultusuna müziklerimle savaş açıyorum. Yapabileceğim tek şey kulaklığımı takmak. Ve kalabalığa karışmak. Sokakta yürüyen herhangi bir adam gibi. Nefes alıp veren herhangi bir canlı gibi. Doğru yönde miyim? Kendimi sindirdim artık yeterli diyorum ama hep bir yangın merdiveni kumpası oluşuyor travmatik bir anda. Çok yolum var. Gitmeliyim. Sokakta yürümek zor iş. Nefes alıp vermek ümit vaadetse de, sokakta yürüyebilmek, hiçbirşeyi belli etmeden devam edebilmek zor iş.
Zaman yine buğum buğum. Ve ben parmaklarımla dakikalarını çekiyorum. Her dakikada tükenişlerim kalbimden tüm vücuduma yayılıyor.
Tükeniyorum. Direniyorum. Çok yolum var. Gitmeliyim.
060312 -
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder