19 Aralık 2012 Çarşamba

.

Soğuk bir duşta kasılan bedeni ele geçiren duygulardır aslında seni uyuşturan.
Bildiğin en güvenli en sakin yere kaçmak istersin ama o zaten oradadır.
O heryerdedir.
Bildiklerini bile unutturacak kadar seni kasıp kavuran bu içselliği nasıl da dışa vurmadan yaşarsın bilemezsin.
Tek bildiğin rahatsızlık, bir huzursuzluk ve kapının kenarına dizdiğin şişeler.
Onlar senin kanıtlarındır.
Hayata dair hissettiğin her ne varsa uçup gidecek gibi olur her güvensiz olduğun söylendiğinde.
Oysa sen kendi yastığına bile ihanet edemezsin geceleri.
Burnundan oluk oluk nefesi bedenine doğru girerken aslında hep istediğin şeyin o olmadığını farkedersin her dakika her saniye her salise ve her an.
Ve bunu farkettiğinde hayatındaki seni uyaran o yüce bilge aklına gelir.
Gülümsersin.
İşin içinde bi komiklik vardır.
O da aslında sensindir.
Çünkü herşeyden yakınan da sensin, hiçbirşeyi değiştirmeyen de.
Ne kadar aptalsındır sen aşk karşısında..
Ne kadar çaresizsindir bu çıkmaz kuyularda..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder