24 Mart 2012 Cumartesi

pullar

Bir kalem gibi hayat. Kurşun bir kalem. Bir tarafıyla yazıyorum. Bir tarafını da inadına düşünürken kemiriyorum. Her kemirdiğimde ağzımda o kalemin dış kaplaması kalıyor pul pul. Düşündükçe kemiriyorum hayatımı. Esen rüzgara karışmak istedim mesela bugün. Değişik birşeyler yapmak istedim. Rayından çıkmayı dileyen bir tren gibi. Gelişi güzel, olduğu gibi.. Ama olmadı. Yine yapamadım. Bir fırsatı daha teptim bugün. Mesela bir kalemi ortadan kırıp, beni yaratan tanrıya fırlatmak istedim. Oysa herkes garip bakışlarla beni izlemeye devam ediyordu. Sinema değildim. Dizi hiç değildim. Popüler kültürü hiç yakalayamamış birisi olarak neden beni izliyorlardı anlamıyorum. Gerizekalı muamelesi gördükçe köreldi toynaklarım. Vurdukça vurdu birileri kamçıyı. Ve canım yanmadı. Bardak bardak kan içtim ben kalemimi kemirdikçe. Sonra suratlarına kustum. Hem de her defasında dolu dolu. Hiç biri bunu farketmedi. Çünkü o kadar komikti ki bu satırlar, hepsi " yine ne yazmış lan hadi bakalım bi taşşak konusu buluruz" şeklinde yaklaştılar olaya. Bugün rüzgara karışmak istedim. Mürekkebe karıştım. Film izlemek istedim. Olmadı. Çünkü çok üşümekteydim. İliklerimi donduran bir soğukla mücadele ediyordum. Bu kadar sıcak(!)kanlı insanlarla içiçeyken üşümek olmazdı. Ama üşüyordum. Çünkü asıl soğuk olan bendim. Elimdeki baltayı hep birilerine savuruyormuşçasına birilerini kaçırıyordum. Çünkü tanrım bana böyle söylüyordu. Hayatıma hükmeden tanrı, elime hem baltayı veriyor hem de kimsenin yanıma yaklaşmasına izin vermiyordu. Hasat dönemi topladığım çürük elmaların içinden "daha iyi" diye seçtiklerim kutsal elma çıkıyordu. Yenmemesi gereken, dokunulmaması gereken bir meyve.. Ağzım pul pul şeylerle doldu yine. Rayımdan çıkamadım bugün. Yine o stabilleşmiş kokuşmuş gündeliklerden sıyrılamadım. Ağzımdaki pul pul kalem kaplamasıyla rüzgara karışmayı denemeliyim. Son bir kez. Denemeliyim. Olduğu kadar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder